Dokunmak gül tenine
Gül tenine dokunmak
Dalını kırmadan ama
Gül tenine dokunmak
Çocuksu bir içtenlik
Şahlanmış bir at misali
ve bendine sığmayan su misali hırsla
Dokunmak diyorum
şafakları andıran pembemsi yanaklarına
Usulca ve içten
Yağmur yağıyorken
Duvarı çökmüş,çatısı kırık evin altında olsam
sen herzamanki gibi o yeşil kazağınla gelsen
gülüşlerin ıslak olsa
dokunuşun ıslak
Ellerine dokunsam,
utangaçlığımla ve yüreğimi devrederek
Bir anne şefkatinde dokunabilsen yüreğime
Dokunabilsem
yılların hatıralarıyla yıpranmış
günden aydın gülden güzel ellerine
Tavında dövülmüş bir çelik gibi olsa bakışların
Herzamanki gibi asi
Dalında güneşe parıldayan üzüm karası gözlerin
Umut kırığı parlak ve içlice olsa
Bakışlarımı değdirebilsem bakışlarına
izleyebilsem gökyüzünü izler gibi yüzünü
Yıldızlar koparsam mavi yanaklarından
Şimdi geçmişe dönüp
Çocukluğumdaki Çember çevirebilmenin mutluluğunu yaşayabilsem
Islak yanaklarını silebilsem
Yarınlardan taşıaybilsem gün değmemiş umutlarımı
İsterdim
Yüreğimde bir gömü gibi duran
Söylenmemiş,
anlatılmamış
Ve keşfedilmemiş
anlaşılamamış sevda çığlıklarımı
Sana hınca hınç hırsla haykırmayı
İsterdim
Sana doğru akabilseydim
Yüreğine taşıyabilseydim umutlarımı
Taş,toprak,çakıl kum misali birbir yetiştirebilseydim sana
Dokunabilseydim herbir damlana
Sen güneş olsaydın
Ben dünya
Sen
Küresel ısınmam olsaydın içimde
Islak gülüşlerin
Isıtsaydı içimi
Hasret kuraklık olsaydı
utansaydı kendinden
Kıt olsaydı başaklar
Gül tenine dokunmak
Acımasız hasretinden sıyrılmak
Sana ulaşmak
Gül tenine dokunmak
Anlıyormusun